İsviçre dünyanın en zengin ülkelerinden biridir. Temelde saf lüks içinde yaşıyoruz ama çoğumuz son derece memnuniyetsiziz. Nedenmiş? Çünkü toplumumuzda hepimizin yaratılmasına katkıda bulunduğu bir virüs yayıldı.
Bu virüsün adı: “Ne kadar çok yaparsanız, o kadar çok para kazanırsınız, konumunuz veya akademik dereceniz ne kadar yüksek olursa, ne kadar çok şeye sahip olursanız o kadar değerlisiniz!” Bu inanç bize çocukluğumuzda bilinçaltımızın derinliklerinden aşılanmıştır ve biz farkında olmadan bu inancın derinlerine kök salmışızdır. Bu “statü sembolleri” zihnimizi yönetiyor ve eylemlerimizi belirliyor. Her sabah GİTMEK İÇİN kalkıyoruz. Para kazanmak için kalkıyoruz, BAŞARMAK İÇİN kalkıyoruz, ailemizi beslemek için kalkıyoruz, PROMOSYON ALMAK İÇİN kalkıyoruz. Bütün bunları yapıyoruz çünkü bilinçaltımızın aşıları bize rehberlik ediyor. Bilinçaltımız zihnimize bir şeyi başarmam gerektiği, akademik bir diplomaya ihtiyacım olduğu, diğerlerinden daha iyi olmam gerektiği, aksi takdirde değersiz olacağım sinyalini gönderir. Kafamız hayatımızı yönetir. Tükenmişlik vakalarının sayısı son yıllarda büyük ölçüde arttı. Bu rakam korkutucu ve sistemimizin hasta olduğunu ve hepimizi hasta ettiğini gösteriyor! Karşı koymanın zamanı geldi...